Faizi İndirmek ya da İndirmemek
Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu’nun (PPK) son toplantısından sonra açıklanan karar metninde yer alan ifadelerden yola çıkan bazı yorumcular politika faizinde Aralık toplantısında indirim yapılacağı izlenimi edindiklerini yazdılar. Bazı analistler ise Aralık ayında bir faiz indirimi yapılması gerektiğini öteden beri savunuyorlar. Yorumlarımı izleyenler hatırlayacaktır ben de Eylül ayı enflasyon verisi açıklandıktan sonra bir iki puanlık bir faiz indirimi yapılmasını önermiştim. Eylül ayı enflasyon verisinin enflasyonun düşüşü hakkında gösterge olacağı düşüncesiyle bunu söylemiştim. Eğer Ekim başında enflasyon yüzde 40 dolayına inmiş olsaydı o zaman faizin bir iki puan indirilmesi doğru olacaktı. Çünkü beklendiği şekilde düşen bir enflasyonda carry trade yoluyla faizden yüksek para kazananlara daha fazla kaynak aktarmanın anlamı yoktu.
Ne var ki enflasyon beklendiği
şekilde düşmedi, düşmeyeceği de ortaya çıktı. Bunun üzerine 20 Eylül 2024 günlü
ve Faiz İndiriminin Zamanlaması başlıklı yazımda şöyle yazmıştım: “Bütün
bunları göz önüne aldığımızda Türkiye’de Merkez Bankası’nın (TCMB) faizi ne
kadar süreyle yüksek tutacağının yanıtını bize üçüncü çeyrek büyüme oranı
gösterecek. Onu da 29 Kasım 2024 tarihinde göreceğiz. Bu veriler açıklandıktan
sonraki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı 26 Aralık tarihinde olacak. Bu
toplantıdan önce TCMB’nin politika faizini indirmesi için öncü göstergelere
göre üçüncü çeyrek büyümesinin sıfıra, dördüncü çeyrek beklentisinin eksiye
(küçülmeye) doğru gittiği kanısına varması ve siyasetçinin de aynı düşüncede
olması gerekir diye düşünüyorum.”
TCMB, Kasım başlarında, enflasyondaki
düşüş zayıflığından hoşnut olmadığını vurguladıktan sonra yılsonu tahminini yüzde
38’den 44’e yükseltti.
PPK’nin 21 Kasım tarihli
toplantısı sonunda açıklanan karar metninde geçmiş toplantılardaki karar
metinlerinden farklı bazı ifadeler yer aldı. Örneğin bir önceki toplantıda
enflasyonun ana eğiliminde yükseliş gözlendiği belirtilmişken bu son toplantı
metninde enflasyonun ana eğiliminde düşüş olduğu vurgulanıyor. Maliye
politikasının para politikasıyla eşgüdümünün artmış olmasına yapılan vurgu
belki de PPK karar metninin en önemli parçası. Çünkü şimdiye kadar karar
metinlerinde maliye politikasıyla ilgili bir cümle yer almamıştı. Maliye
politikasının para politikasını destekleyici şekilde yönetilmediği üstü kapalı
imalarla TCMB yetkililerinin yaptığı konuşmalarda ifade edilmişti.
Ekonomide daralma eğilimi
belirginleşirken sanayicilerin, KOBİ yöneticilerinin ve esnafın şikâyetleri de giderek
artıyor. Reel sektör olarak adlandırılan bu kesimde yer alanların çoğu
satışların düşmesi dolayısıyla kârlarının azaldığını dile getiriyor ve bu
nedenle de asgari ücretin geçmiş enflasyona değil beklenen enflasyona göre
artması gerektiğini öne sürüyor ve bu gerçekleşmediği takdirde eleman çıkarmak
zorunda kalacaklarını ifade ediyor. Buna karşılık asgari ücretliler, emekliler
ve ücretlilerin çoğu aldıkları ücretle geçinemediklerini öne sürüyor ve
ücretlerinin en az geçmiş enflasyon kadar artırılmasını talep ediyor.
Türk siyasetçisinin büyüme ile
enflasyon arasındaki uzun dönemli tercihi büyümeden yanadır. Kısa dönemde
enflasyonu düşürmeye yönelik önlemler alınmasına rıza gösterse de orta – uzun
dönemde enflasyonla uğraşmayı bırakıp büyümeyi kollamaya yönelir.
Enflasyon, beklendiği şekilde
düşmüyor. Henüz baz etkisi ötesinde bir düşüş eğilimi ortaya çıkmadı. Baz
etkisi dışında bir düşüş ortaya çıkmadan faizin düşürülmesi bu aşamada pek
doğru görünmüyor. Anketlere dayalı beklentiler de enflasyonun hükümetin ve
TCMB’nin tahmin ettiği düzeylere gerilmeyeceğini ortaya koyuyor. Öte yandan
enflasyonu bahane ederek ücretlerde ortaya çıkan satın alma gücünün tekrar
yerine konulmaması da emekçi kesime kolay açıklanabilecek bir durum değil. Ne
var ki böyle bir artış yukarıda değinildiği gibi reel sektörü ayağa kaldırıyor.
Hükümet ise bu iki taraflı baskı arasında sıkışmış görünüyor.
TCMB’nin, Hükümete destek olmak
amacıyla Aralık ayında faizi iki puan indirmesiyle reel sektörü
sakinleştirmesi, Ocak ayında Hükümetin asgari ücreti yüzde 35 oranında
artırarak emekçilerin tepkisini bir nebze olsun azaltması ve böylece sermaye
ile emeği asgari müşterekte buluşturması sürpriz olmaz.
bir işçi olarak %35 zam hiçte fena değil.
YanıtlaSilSen işçi değilsin galiba 😊
SilMerkez bankası siyasetin emrettiğini yapacak adam laf dinliyora gelecek. Yazık çok yazık
YanıtlaSilKedi kuyruğunu kovalıyor kanımca..Yazı için elinize sağlık.
YanıtlaSilTeşekkürler.
SilMahfi Hocam, güzel değerlendirmeniz için teşekkür ederiz. 2023/Mayıs seçimleri sonrası göreve başlayan ekonomi yönetimi, 2024/Mart yerel seçimleri bahanesiyle dezenflasyon sürecini öteleyerek enflasyonun %70'lere çıkmasını seyretti. Şimdi de şuyuu vukuundan beter faiz indirimi yönündeki söylemlerle yüksek enflasyon beklentisini körüklemektedir. Ekonomi yönetimi, iktisat fakültesine yeni kaydolmuş öğrenci gibi ekonomiden bihaber..
YanıtlaSilSağ olun.
SilHocam mevcut standartlarımızı devam ettirebilmemiz, gelecekten ödünç almamıza ve bize ödünç verecek yabancılar bulmamıza bağlı. Bugünkü koşullarda kendi kendimize yetmiyoruz. Şartlarımızla istediklerimiz uymuyor. Devlet için de halk için de durum aynı. Eldeki toplam çıktının eşit dağılmıyor olması ayrı bir sorun.
YanıtlaSilBu durumu kabullenmemekte direniyoruz. Yeni hikaye dediğimiz her şey gelecekten yeni ödünçler. Gelecek kuşakların sahip olacaklarını harcıyoruz.
Faiz, kur, enflasyon vs. sadece araçtır.
Teşekkürler
Yıllardır anlatmaya çalışıyoruz: Teşvik sistemimiz tamamen yanlış. Onu değiştirmeden yüksek teknolojili mal üretmek ve marka yaratmak mümkün değil. Bunları yapmazsak kendimize yetemeyiz. Ondan sonra Bangladeşle tekstilde rekabet edebilmek için ücretleri baskılamaya uğraşıyoruz.
SilSon paragrafınızda belirttiğiniz görüş doğrultusunda USDTRY’nin baskılanması konusunda kısa bir yorumunuz olabilir mi ve bu daha ne kadar sürdürülebilir? Çok teşekkürler, saygı ve sevgilerimle
YanıtlaSilDolar kurunu baskılayan aslında faiz. İnsanlar bu faizden yararlanmak için dolarlarını bozdurup Türk Lirasına geçtikçe kur baskılanıyor ve düşük kalıyor. Faizi düşürmeye başlayınca tersi olacak ve kur yükselecek ve bu kez ithal girdi fiyatları artışı nedeniyle enflasyon maliyet enflasyonu olarak karşımıza çıkacak. Yıllardır anlatmaya çalıştığımız durumla karşı karşıyayız: Yapısal reformlar yapılmadan buradan sadece faizle çıkmak mümkün değil.
SilHocam hangi yapısal reformların yapılması gerekiyor?
SilBüyüme ile enflasyon arasında tercih yapılması gerektiğinde Türkiye hep tercihini büyümden yana kullanmış. Avrupa ise her zaman enflasyondan korkmuş ve enflasyon ile mücadeleyi tercih etmiş. Kanaatime göre enflasyonun ekonomiye ve toplum ahlakına verdiği zarar negatif büyümenin verdiği zarardan daha fazla.
YanıtlaSilÇok doğru
SilGörüşüme katılmanızdan onur duydum hocam.
SilSAYIN HOCAM, M1 VE M2 PARA ARTIŞIMI FAİZ İNDİRİMİNİ GEREKTİRİYOR.
YanıtlaSilHayır. Reel sektörün kredi faizlerinin yüksekliği karşısında zorlanması ve batık kredi artışı nedeniyle yaşadığı sıkıntılar faiz indirimini zorluyor.
Sil16 milyon emekli, 5 milyon memur.Bu devlet bunun altından nasıl kalkıyor HOCAM.
YanıtlaSilBorçla.
SilBorç neyle ödenecek?
SilO da borçla.
SilMAHFİ HOCAM, 2025 YILINDA 500 VEYA 1000 TL,LİK BANKNOTLAR ÇIKARMI.
YanıtlaSilBilmem. Hazine ve Maliye Bakanına ve TCMB Başkanına sormak lazım.
SilOnlardan cevap gelmiyor.O yüzden size soruyoruz hocam.
SilMAHFİ HOCAMDAN, YİNE MUHTEŞEM TESPİT. FAİZİ İNDİRMEK YADA İNDİRMEMEK, BÜTÜN MESELE BU..........
YanıtlaSilTeşekkürler
SilSizin beklentiniz kişisel görüşüme göre çok yüksek. Ben son üç aydır % 30 diyorum. Enflasyon tahmininizin (MB) %21 olduğu noktada %35 zam oranı ekonomi politikanızın çok esnek olduğunu gösterir. Bu da güveni bozar. Zaten ortada pek güven yok, bu durum enflasyonu iyice körükler. Benim 2025 yılı için beklentim Faiz:%32 Enflasyon:%31 Asgari Ücret %30.
YanıtlaSilMB'nin şimdiye kadarki hiçbir enflasyon tahmini tutmadı. Çünkü bu tahminler ücret artışlarını sınırlamak için düşük tutulmuş tahminler. Benim tahminim yüzde 40 dolayında. Öte yandan 2024 başındaki 17.002 TL'lik asgari ücretin satın alma gücünü yeniden sağlayabilmek için yapılması gereken zam da yüzde 44 dolayında. Yani asgari ücretim kabaca 25 bin TL dolayında belirlenmesi gerekiyor. Ki bunda hiçbir ek artış tok, sadece 2024 başındaki değere dönülmüş oluyor. Tabii bu benim dediğim olması gereken. Olacak olan ise bunun altında kalacak muhtemelen. Enflasyonu kendi hataları ve hatadaki ısrarları sonucu buralara yükseltmiş olan bir hükümet kimseyi ücretlerin gelecek enflasyona göre ayarlanması görüşüne ikna edemez.
SilFaizin yüksek kalmasından dolayı işletmeler zora girecek. Diyelim ki faizler yüksek kalmaya devam etti. İşlerin tekrar canlanması için zaman gerekmez mi? Battıktan sonra yeni bir dükkan açmak çok zor değil mi? Bir de ek olarak Türkiye sizce temerrüde düşer mi?
YanıtlaSilİşletme sahipleri faizin peş peşe düşürülmesi sırasında "yapmayın, etmeyin, bu hatadır, enflasyonu artıracaksınız" demediler. Biz dedik. Onlar durumdan memnundu çünkü düşük faizle kredi kullanıyorlardı. Şimdi onun faturasını ödüyorlar. Türkiye, dış borçlarını ödemede sıkıntı çekmediği sürece temerrüde düşmez, şimdilik öyle bir sıkıntı görülmüyor.
SilHocam işletme sahipleri olarak bu ortamda ayakta kalmaya çalışıyoruz.Şimdi uygulanan yanlış politikaların suç ortağı mı olduk? Siz bireysel olarak düşük faizle kredi çekmediniz mi?Düşük faizli kredi kartı kullanmadınız mı?
SilÇözümü sunmuşsunuz, bu şartlarda en makul ve mantıklısı budur. Enflasyonla gerçek mücadele (maliye politikası, yapısal reformlar vd) başlatılana kadar bu çözüm biraz zaman kazandırır, biraz da umut olur diye düşünüyorum. Teşekkürler, elinize sağlık. K Alp
YanıtlaSilSağ olun.
SilOkudum yararlandım mahfi bey. Ayrıca kredi kartı kullanim oranı yıllık %79 artmış geçen ay. Geçmiş yazılınıza istinaden gerçek enflasyonun yıllık %79 olduğunu varsayıyorum. Saygılar.
YanıtlaSilSevgiler
SilSorun zaten tespit - teşhis sisteminin çalışmaması ülkede açıklanan hangi veriye millet inanıyor ki enflasyon düşsün. Enflasyon açıklanıyor yüzde 45 adam bakıyor fiyatlar artmış yüzde 100 kendi koyuyor yeni etiket yüzde 200 sonra enflasyon düşmüyor enflasyonun düşmesi için bir neden yok ama düşmemesi için çok neden var.
SilElinize sağlık hocam
YanıtlaSilHer zamanki gibi çok değerli bir makale daha
Teşekkür ederim.
SilHocam faiz indirim önerinizden vaz mı geçtiniz? Sizin ekonomik öngörü ve tavsiyelerinizde de bir oscillation (salınım) görülüyor sanki?
YanıtlaSilOlaylar değişirse ve siz görüşünüzde ısrar ederseniz bu bilim dış kalmak demek olur. Çünkü bilim yaşamı değil yaşam bilimi şekillendirir. Bizde inanç bilim sanıldığı için bazı insanlar hiç görüş değiştirmez, onun sonucunda da bugünkü enflasyon belası gibi belalarla karşı karşıya kalınır.
SilHükümetin bir süredir doğru işler yaptığını görüyoruz hocam. Sizce önümüzdeki seçimlerde bu doğru adımların etkisi ne olur?
YanıtlaSilBilemem ama bildiğim şey hükümetin kendi yaptığı yanlışların yerine sonradan doğru şeyler yapmaya başlamasının bir başarı gibi gösterilemeyeceğidir. Enflasyon % 19 iken yanlış faiz politikasıyla onu % 80'e çıkarıp sonra % 49'a indirmesi bir başarı değildir. Ama burası Türkiye ve bu başarı olarak görülebilir.
SilHocam muhalefet hala doğru bir ekonomik program alternatifi oluşturabilmiş değil.Neden ülkenin önemli problemleri varken süfli konularla uğraşıyor chp?
YanıtlaSilAynı soru benim de zihnimde dolaşıp duruyor. Mesela CHP iktidara gelirse tarımda, sanayide, genel olarak ekonomide, dış politikada, sığınmacı meselesinde, Kürt sorununda nasıl politikalar uygulayacak ortada hiçbir somut çalışma, program yok.
SilHalk bir şahsa herşeyi vermiş 2018 yilinda ve cumhuriyeti osmanli cumhuriyeti haline dönüştürmüş. Bir fe cikip sürekli muhalefetten aksiyon bekliyor ya bitiyorum yahu. Sari öküz ü vermişler bir de hala muhalefetten dem vuruyorlar. Dünyada böyle bir halk yoktur muhtemelen.
Sil2002'den beri oy kullanıyorum ve oyumu hep CHP'ye verdim.Ama iktidar bu ekonomik krizden çıkışı başarırsa ilk seçimde oyumu Akp'ye vereceğim.Son politikalar umut vadediyor.
YanıtlaSilHangi politikalar mesela? Enflasyonu, yanlış politikalarla % 80'e çıkarıp sonra % 50'ye düşürmek mi umut vaadediyor?
SilBence yılsonunda %35 gibi bir asgari ücret zammı gelir.Cumhurbaşkanının politikası asgari ücretliyi ezdirmemek yönünde oldu hep.
YanıtlaSilTÜİK enflasyonunun % 49, gerçek enflasyonun % 75 olduğu yerde % 35 ücret zammıyla mı ücretli enflasyona ezdirilmemiş olacak?
SilYapısal reformlar
YanıtlaSilKayıt dışı enflasyonla mücadele
Kamu kesimi israfını kesmek
Sadece bu üçü etkili bir şekilde yapılsaydı bugün enflasyon(ENAG REEL) %25 civarında olurdu.
Gayrimenkul sektöründe büyümeyi(birilerinin zengin olmasını) sağlamak için faizi indirdiler insanlara kredi çektirdiler. Şimdi bunun bedelini en alt %20lik kesim ödüyor, ödeyecek.
Hukukun üstünlüğünü sağlamadan ne yapsanız boştur.
SilYarın yetkili bir pozisyona gelseniz ilk neyi değiştirirsiniz?
YanıtlaSilBeni 75 yaşımda yetkili pozisyona getiren sistemi. Gençler gelmeli artık.
SilHocam,75 is the new 50.
SilHocam Biden alzhemier haliyle 80 yaşında başkan oldu.Siz niye olmayasanız.Gayet dinçsiniz maşallah.
SilTürkiye 1.3 trilyon dolar milli gelirle İspanya'ya yaklaştı .Nüfus olarak bize yakın ve geçmişte de rekabet ettiğimiz bir Batı Avrupa ülkesini geçmiş olmak büyük bir başarı olmaz mı? Bu ülkede iyi şeyler de oluyor.Lütfen kur ilüzyonu demeyin.Kur saçma sapan artınca ve Türkiye milli gelirde gerilere düşünce kimse ilüzyon manipülasyon demiyor.
YanıtlaSilEnflasyonun % 50 arttığı, buna karşılık kurun yüzde 25 arttığı yerde bu tür artışların illüzyon olduğunu anlatmaktan yoruldum. GSYH cari fiyatlarla yani % 50 enflasyonla büyüyor. Sonra bunu alıp yüzde 25 artmış kura bölüyorsunuz. Sonra da GSYH, İspanya düzeyine çıktı diye seviniyorsunuz. Sizin camnınız sevinmek istemiş, ne diyeyim.
SilBen zor dönemlerde ülkece birlik olunması ve başta kim varsa ona destek verilmesi gerektiği düşüncesindeyim.Sizlerin hep eleştiri değil biraz da destek tarafında olması gerekmez mi?
YanıtlaSilAslında biz hep destek oluyoruz. Sizin eleştiri sandığınız şeyler hep ülkeyi iyiye götürecek önerilerden oluşuyor.
SilSayın Eğilmez,
YanıtlaSilŞu '24 Kasım Öğretmenler günü' dedikleri şey, tamamen gereksiz değil mi?
Öğrencileri öğretmenlerine hediye almaya zorlamak, doğru bir davranış mı sizce?
Ya o öğrencilerin hediye alacak parası yoksa, ve diğer arkadaşları arasında gelir dağılımı adaletsizliği sebebiyle ayrımcılık günyüzüne çıkarsa? O vakit ne olacak?
Kim onaracak o öğrencilerin kalpleri kırıldığında?
Bence siz bunu sorgulamak yerine devlet okullarına niçin hava parası verilerek girildiğini sorgulayın. Asıl facia orada.
SilHaklısınız hocam. Bu açıdan düşünmemiştim hiç.
SilMahfi bey
YanıtlaSilHatırlarım, biz çocukken veli toplantılarında, toplantı bittikten sonra öğretmen bazı velilerin yanına tek tek gider, onlarla özel olarak görüşürdü.
Çocuklarının beslenme çantasına 'muz koymamaları'nı söylerdi, o velileri ikaz ederdi.
Sınıfta; muz alamayan öğrenciler de olduğu için, bu öğrencilerin iç geçirdiklerinden, çantasından muz çıkaran arkadaşlarını kıskandıklarından bahsederdi.
Bu olay, iktisat biliminin alanına giriyor mu?
Giriyor. Ama bugün muz ile diğer meyveler arasında fark kalmadığı için hangi meyveyi koysanız aynı durumla karşılaşacaksınız. Yani eskiden muz lükstü bugün bütün meyveler lüks oldu.
Sil1-TCMB yılsonu enflasyonununun 44% geleceğini ENAG ise 12 aylık enflasyonun %89.77 olduğunu açıklıyor faiz ise 50% olduğuna göre bu faiz oranının tek başına enflasyonu düşüremediğini açıklıyor
YanıtlaSil2-ENAG en çok artan sektörler açıklamış
yaşam için temel harcamalar temel gıda maddeleri enflasyonun çok altında hatta aylardır artmıyor yani taze meyve sebze bakliyat hububat fakat inşaat fiyatları artışı barınma maliyetlerini arttırıyor.
enflasyonla birlikde en çok artan harcama grupları ise ulaştırma nın çok artmasının nedeni ulaştırma araç satış fiyatları olabilir çünkü enerji fiyatları artmıyor haberleşme de ayni şekilde yatırım maliyetleri artıyor olabilir enflasyon üretim maliyetlerindeki artışla ilgili olarak artıyor olarak görünüyor ve bu ürünler ithal girdili olduğuna göre vergi oranlarının arttırılması neticesi veya üretici ülkelerdeki enflasyon neden oabilir ki üretici ülkelerde enflasyonun düşük olması ve mal satmak için çırpındıklarını bildiğimize göre vergi oranlarının yükseltilmesi olduğunu zannediyorum artışın nedeni gümrük vergileri vb vergiler olarak görülüyor
3-asgari ücretin arttırılması konusu ile işverene bu oranın yük olmasını azaltılması isteniyorsa asgari ücret maaşı+sgk ücreti=brüt maaş olursa sorun çözülür devlet emekli ödemesinin tümünü sgk ücretinden alacak şekilde sgk ücretini belirlemeli ve asgari ücret üzerinden işverenden vergi almamalıdır geçmiş enflasyon oranında asgari ücreti arttırmalıdır çünkü enflasyonu tırmandıran unsurlar devletin aldığı vergileri ve kamusal harcamalar olarak görülüyor
4-piyasadaki sgk sız çalışan kişiler günlük 2000 TL den başlayan yevmiye ile çalışıyorlar ve her türlü sağlık yardımından faydalanıyorlar sgk nn pek bir anlamı kalmıyor emekli aylığı 6 günlük yevmiye kadar ki 60 lı yaşlarda hala 2000 TL yevmiye ile çalışan çok kişi var
sonuç:enflasyonu arttıran neden kamu harcamaları olarak görülüyor
çözüm:sürekli olarak asgari ücret ve emekli maaşı alım gücü düşürerek populizm sürdürülemez ufukda bir mucize çıkış yolu yok
çıkış yolu olarak sadece yapısal reformlar yapılmalı reformlar sonucu herşey düzene girecekdir.
1. Zaman ayırıp tüm yorumları cevaplamanıza teşekkürler. Bence örnek alınması gereken iletişim.
YanıtlaSil2. Hukukun bağımsızlığı ve üstünlüğü ile hep belirttiğiniz yapısal reformlar dışında yapılanlar ve yapılacaklar kalıcı çözüm olmaz. Selamlar.
Sayın Eğilmez
YanıtlaSilblog unuzda yorum yazan kişilerin çoğu yorumlarından anlaşıldığı üzere maddi durumu iyi olan barınma sorunu olmayan maddi gücümü nasıl artırırım araştırması içindeki enflasyonun kendi varlık artışlarını desteklediğini menfaatleri olduğunu bilen kişiler blogunuzda yorum yapan kişiler ülkenin maddi profilini yansıtmıyorlar
Saygılar.
"Hukukun üstünlüğünü sağlamadan ne yapsanız boştur." Bunu sizden alıntıladım. Çocukluğumdan beri 60 senedir enflasyon , kurlar , işsizlik ve geçim derdi vardı . Ancak son 30 senedir hepsi arttı.
YanıtlaSil